bugün

entry'ler (268)

football manager 2013

tam 10 gün önce vatan'ın internet sitesinden satın aldığım oyun. hala da gelmedi. nasıl bir talep var anlamıyorum zaten. internet stoklarına gelip 3 saat sonra tükeniyor. deli gibi saldırıyoruz türkçe çıktı diye. skidrow versiyonunu 10 fm günü boyunca oynayıp çeviriyi gördükten sonra gaza geldiğimi söyleyemem ama türko olarak adımızı temize çıkarmak için bastım parayı aldım.

yorumlar, saçmalık video'ları, komik caps'ler derken farkettim ki oyun hakkında iyi bir şey yazan yok. bir sene boyunca yan gelip yatmış galiba bu ipneler.

sözlük yazarlarının itirafları

ev arkadaşımın pislikte sınır tanımamasından fena halde rahatsız oluyorum. bugün mutfağın ücra bir köşesinde bir poşetin içinde yeşil ekmek buldum. hani ufaktan küflenmeye başlayan ekmek olurya yeşilli beyazlı bu öyle değildi, adeta denizin içinden çıkan yosunlu bir taşa benziyordu. yemyeşildi ve kafa yaracak sertlikteydi. evin içinde ayrı bir habitat oluşturmuştu. ayrıca mutfağın geri kalan bölümlerinden çıkardığım çöplerle bir adet elektrik süpürgesi kutusunu doldurdum.

insanlara çöplerini çöpe atma alışkanlığını vermek lazım. gerçi bu alışkanlığa sahip olmayan kaç kişi vardır onu bilmiyorum. küçükken, yani televizyon seyrettiğim dönemlerde haberler olurdu "çöp evi belediye temizledi" "evin içinden 4 ton çöp çıktı" falan filan diye. neyse evde üç kişiyiz allahtan da ajanslara düşürmüyoruz elemanı.

itiraf ediyorum tiksiniyorum.

yılmaz özdil tarzı yazı denemesi

sevdiğim bir kadın vardı..

ayrı dünyaların insanıydık aslında.

biliyordum..

olmayacağını, olamayacağını..

vazgeçtim çoğu zaman ondan..

ama o vazgeçmedi..

benden vazgeçmedi..

sonra çok büyük, çok büyük bir şey yaptım..

küstürdüm onu..

konuşmadık hiç..

bir ay sonra karşılaştık..

akşam telefonda eskisi gibi olmaz dedi..

seni bir daha rahatsız etmeyeceğim dedim..

numarasını sildim..

bence nükleer santral yapılmamalı..

hepinize iyi günler..

paths of glory

rütbeyle merhametin ters orantılı olduğunu ve savaşın godamanların mastürbasyonundan öteye gitmediğini anlatan, insan olmaktan soğutan film. son sahnesi mükemmeldir ayrıca. mutlu sonla bitmeyen filmlere olan hayranlığıma yeni bir boyut kazandırdığı için kubrick anısına bir dakikalık saygı duruşunda bulundurtmuştur.

dream theater

bu dünyadan olmadığına inandığım hayvan herifler topluluğu. opeth'le beraber bana müzikal orgazm yaşatan yegâne sevdiceklerim. her türlü duyguya kol kanat gerip bütün hepsini mükemmel bir şekilde dinleyicisine aktarabilen ender insanların
grubu.. taşşağınıza kurban.

yılmaz özdil tarzı yazı denemesi

bugün anadolu'nun ücra bir kentinde..

salaş bir kafedeydim..

menü bile yoktu hatta..

kızıl saçlı beyaz tenli bir garson..

ne alırsınız derkenki gülümseyişi..

kapuçino dedim..

kapuçinomla geldi bir süre sonra..

bir yudum aldım..

sonradan farkettim..

içimi ısıtan kapuçino değil..

onun saf ve temiz güzelliğiydi..

bugün hep onu düşündüm..

tayyip'e pek vakit ayiramadim..

iyi geceler..

gece geç saatlerde dinlenebilecek şarkılar

cem karaca - sevda kuşun kanadında

ekmeğim olur musun

küçükken kocaman pembe 20000 liralar vardı ya hani, en çok bakkaldan tüplü çokokrem almayı severdim ben onunla. metali ısırıp sömürmek ne de güzeldi çikolatayı.. sonra dudakları siyah çocuklar olarak top oynardık mahallede. sen de balkondan saf saf izlerdin bizi. o zamanlar çok salak gelirdin bana. çocuk aklı işte. aynı çocuk aklıyla da o zaman soramadım sana bunu. kafam böyle şeylere basmazdı haliyle..

şimdi soruyorum ama ekmeğim olur musun? diye.

tt arena da fenerbahçe taraftarı için ses duvarı

fenerbahçe taraftarının can güvenliğini sağlamak için yapılan sözde ses duvarıdır. bunun parazit yapmamaları için yapıldığını düşünenlerin fenerbahçe taraftarının zaten bağırmadığını hesaba katmamaları cidden komik. zaten ortada bi' anonsçu yokken fenerbahçe taraftarının bi aksiyonu olmaz, olamaz. galatasaray taraftarının da içinde bulunduğu durum nedeniyle fenerbahçelileri pek siklemeyeceğini, yabancı madde falan atmayacağını düşünürsek yine adnan polat tarafından yapılan gereksiz bir harcama olmuştur.

zenci götü

boyutu ne kadar büyük olursa olsun kendini ayakta tutabilen özel bir mekanizmaya sahiptir. bu eşsiz ve özel mekanizma karpuzun ağaçta yetişmesi prensibiyle çalışır.

şakirtlerin sekste yaptığı hatalar

göbek deliğine çalışmak ve/veya yılan var diye bağırıp kaçmak olabilir. *

masterchef türkiye

izlerken komünist bir baba edasıyla "ulan itoğulları o beğenmediğiniz yemeklerle 75 çinli doyardı" demek istediğim program.

hem pembe pantolon mu olur lan? şişman ve artist jüri sanaydı sözüm.

tatlıses uyuyordu uyandırmayın dedim

ibrahim tatlıses fanlarından "şuku" almak için yapılmış mallık kokan şirinliktir. "ay ne tatlı uyandırmaya kıyamamış" cümlesi akabinde akan şukular, doğru zamanda oy olarak geri dönecek şeklinde bıyık burmalı planlar yapılmışken, ibo'nun aslında uyumadığı, uyutulduğu unutulmuştur.

"plan yapmayun plan"

"bill gates'i deniz feneri derneğine kayıt yaptırırken gördüm, 'gayrimüslimleri almıyoruz panpa' dedim."

kişisel not : tam ekle'ye basarken sabah ezanı başladı, allah'ım sen beni affet.

18 mart 2011 galatasaray fenerbahçe maçı

izmir'de kendisini 3 boyutlu yayınlayacak (mümkünse alkollü) mekan olup olmadığını merak ettiğim maç. alkolün etkisiyle 3 boyutlu mustafa sarp khedira'ya, 3 boyutlu aydın yılmaz ise messi'ye dönüşüyomuş diye duydum.

oz

dizide yer alan ve genital bölgesi bir kez olsun kadraja girmemiş oyuncu sayısı pek azdır. arkadaşlar arasında "sik, taşak görmekten bıktık lan, neyse bi' bölüm daha izliyelim" diyalogları eşliğinde bir de bakarsınız ki 6 sezon bitmiştir bile.

özetle, "taşaklı" dizidir.

erkekler ağlamaz

şarkının olur olmadık yerlerinde gereksiz yere gaz hareketler yapan grup elemanları olmasaydı keşke dedirten bir klibe sahip olan nilüfer & şebnem ferah düeti. düet cidden güzel olmuş ama müzmin çıplak gitarist metin ve kliplerde dizlerini kırmaktan vazgeçmeyen basçı buket sayesinde insanı böylesine tribe sokabilecek bir şarkı bile yapaylaşıyor. en iyisi görüntüsüz dinlemek.

zamanında facebook'taki anti şebnem ferah grubunun admini olduğumu itiraf ederekten diyorum ki bu kadında iyiye doğru bi' gelişme var. son albümü eskilere nazaran daha kaliteli, kilo vermiş ve yeni saç kesimiyle de tavladı beni sanki.

haa bi' de nilüfer yaşlanmıyo lan.

6 yaşımda allah inancımı yitirdim

rivayete göre bu söylem, mevlütte şerbetini yudumlayıp helvasını kaşıklarken "allah verdi allah aldı yavrum" tribine giren komşu teyzeye gözlerinde yaşlarla "o zaman ben sevmiyorum allah'ı!!" diyen küçük kızın söylemidir. ateistler arasında kabul görmemesi gerekirdi bu ufaklığın, ama unutmayın ki bütün bunlar hep o yaşlı ve çirkin komşu teyzenin suçu. "attaa'ya gitti" falan desene be kadın!..

16 nisan 2011 real madrid fc barcelona maçı

mourinho reis'in nou camp'ta 5'lenmesi sonrası içine düştüğü buhran ve iç sahada mağlubiyet nedir bilmemesi bu maçın kilit noktası olacaktır.

geçen sene inter'in başındayken ilk maçı nasıl 3-1 aldığını hala çözmüş değilim. tamam, barça iç dış farketmeden aynı mükemmel futbolu ortaya koyabilen dünyanın en özel takımı bugün, ama karşısında dahi bi' adam var. 5 yediği günden beri de rövanşı almayı planladığına yüzde yüz eminim. çünkü ben o adamı hiç o günkü kadar üzgün görmedim. söz sende ercan taner..

robinson zapata

tek yumrukla falan top çıkardığı zamanlarda gözlerimin yaşarmasına engel olamadığım, kalenin önündeki ilk adam. kaleci diyemiyorum dilim varmıyor.

(bkz: kova)

takıma geldiğinden beri "%100'lük goldü!!" denilen pozisyonların cidden %100 gol olduğunu öğrendik.

blue valentine

michelle williams'ın buzdolabı rolünü mükemmel oynadığı film.